• Hilal Tayfun
  • Ana sayfa

Tag Archives: patliycannn

Vişneli deniz börülcesi

24 Çarşamba Ağu 2016

Posted by patliycan in Mezeler

≈ 2 Yorum

Etiketler

Balık sofraları, Cevizli tarifler, Deniz Börülcesi, Mezeler, patliycan, patliycannn, soğuk mezeler, Vişneli börülce

IMG_4942
IMG_4950VİŞNELİ DENİZ BÖRÜLCESİ
Malzemeler
  • 700 gr. Deniz Börülcesi 
  •  250 gr. Vişne
  •  1/2 Su bardağı iri kıyım ceviz içi
  •  2 Diş sarımsak
  •  1 çay kaşığı limon kabuğu rendesi
  •  1 fincan taze sıkılmış vişne suyu
  •  Sızma Zeytinyağı
  •  Taze çekilmiş karabiber
  •  Deniz tuzu
IMG_4939
Yapılışı
  •  Deniz börülcelerini rengini kaybetmeden sıcak suda aldante haşlayalım .Haşlamış olduğumuz börülceleri süzerek tuzunun gitmesi için soğuk sudan geçirelim.
  • Çukur bir kaseye börülcelerimizi , sarımsak rendesini , tuzunu,karabiberini ,limon kabuğu rendesini , vişne suyunu , zeyinyağını ve iri kıyım ceviz içini ilave ederek karışmasını sağlayalım . 
  • Son olarak çekirdeği çıkarılmış vişneleri ilave edelim ve servis tabağına alalım 

Afiyet olsun 🙂

Kaçıncı paralelindeyim hayatın ?

05 Pazar Haz 2016

Posted by patliycan in Yaşama dair

≈ 10 Yorum

Etiketler

Anlık duygular, Gecenin bir vakti, Hayata dair, Kalem kokusunu özlüyorum, Olmadık anlar, patliycannn, Yersiz hissedişler

IMG_4199

Mürekkebin artık parmaklarımıza bulaşmadığı zamanlardayız. Aklıma geldiğinde hiç tereddüt etmeden elime aldığım kalemi oysa şimdi ne çok özlüyorum.Hiç almıyor değilim ancak eski günleri anımsadığımda parmaklarım kalemine ne kadar vefasız davrandığını hatırlıyor her defasında. Sonra gözüm saate takılıyor . Bu saatlerde kendime dair birşeyler yazmak istiyorum . Ne gündelik işlerim, ne hissettiklerim ne geçmişim pek bir şey gelmiyor aklıma.  Biraz buruk oluyor kalbim kimi zaman . Hüzünle işlenmiş ruhumdan olsa gerek  öyle ki hayatı yokluyorum ellerimle yerinde mi diye . Uzun zaman oldu sayfama birşeyler yazmayalı sizlerle iki satır paylaşmayalı . Sonra bu duruma içlenip yine  açtım karşımdaki  sayfayı .Yazmadığım zamanlarda o süreleri hissiz geçirmediğimi bilin sadece . Oysa günlerdir üç beş kelime yazıyor , bırakıyor ve devamını getiremiyordum .

Dedim ki hadi Hilal !

Yüzüme gülümsememi ekleyerek başlıyorum her yeni haftaya ve yeni güne . Heyecanlar yüklüyorum ruhuma , bazen korkular ,bazen şaşkınlıklar ve tabiki mutluluklar . Bir tek öfke uğramasın istiyorum hayatıma . Bazen durgunluklarım ,sessizliklerim , yalnızlığım ve hayallerime sarılmış bir halde buluyorum kendimi . Akşam oluyor yaşanmış küçük mutluluklarım cebimde. Koltuğuma uzanıyorum aksiyonsuz bir film gibi .İşte o an içime oturmuş bir kadın hissediyorum. Alnı kırışmış ama hala hayata dair umutları var. Özlemleri var sevdiklerine , kavuşmak istedikleri .Hiç bir şeyi yargılamadan hayata bakmak için mücadele veren o kadın paslanmamak için çırpınıp duruyor . Ah Hilal! göster o kadına dolunayın ışığını diyorum kendime . Dolunay demişken Mevlana’nın aşk dolu ruhundan şu söz geliyor aklıma . ” Ayı dolunayken çardakta güzel gördün . Bir de onun son halindeki özlemine bak ” demiş . Sonra kapıyorum gözlerimi ayın ilk halini ve son halini hissedebilmek için . Ah Hilal! sanki bir sen kalmışsın gibi yakalandın ilk bakışmada . Biz konuşmayız pek bakışırız sadece . O yüzden hep derindir bakışmalarımız.  Ya gitmek , ya hasret ,ya özlem .Öyle boşum ki bu aralar sanırım dolarsam okyanus olacağım. Oysaki çok değil bir saat evvel gün batımında iki kadeh şarapta arkadaşlarla bilindik tatlarda bilindik hislerdeydim… Peki ne oldu ki kafanı daldırdın o boşluğun içine ? Yanıbaşımda duran bilgisayarıma takıldığında oldu herşey .Gökyüzüne baktım o an yıldızları görebilmek için ama ne yazık ki bu ülkede tıpkı güneş gibi yıldızlarda az gösteriyor yüzlerini. Uykum çalındı , aklımdan geçenleri birisi duysa ne der diye düşünürken şimdi sizlerin okuması için mahal yaratıyorum nedense .Hayatımın her anında akranlarıma göre hep daha olgun oldum ben . En yakın dostlarım benden yaşça büyük oldular çoğu zaman . Ne gariptir ki kendi içinde fırtınalar kopan ancak dışarıda sakin ve istikrarlı bir yaşam süren bir kadınım . Net bir insanım birde herşeyi olduğu gibi kabul etmeyi öğrenebilirsem hayat daha kolay olacak benim için .Keşke ile başlayan cümlelerim olmaması için  gayret gösteriyorum hayatımda . İçimden ne geçiyorsa elime , yüzüme ve dilime yansıyor.  Böyle anlarda kendimi izlemeyi çok istiyorum.

Peki …

Kaçıncı paralelindeyim hayatın ?

Ne kadar da zorlasam hafızamı hatırlayamadığım , unuttuğum duygular var. Peki sizin yok mu, ya sizde durumlar nedir ? İçinizdeki ile konuştuğunuz anlarınız olmuyormu ? Olmaz mı dediğinizi duyar gibiyim . O halde yadırgamazsınız bu hallerimi . Duygularımın  hafızam ile alakasını  anlayabildiğim an belki herşey çok daha kolay olacak benim için . Bu yüzden midir bilmem hiç uyum sağlayamadım hayatın normal akıp giden düzenine . Hep bir farklı algılamalar hep bir farklı hissedişler  içerisinde oldum .Kimi zaman bu durumdan rahatsızlık duyduğum anlar oldu kimi zaman mutlu ama şunu biliyorum normal olamama hallerinin yarattığı hassas ruh haliyle bir hayli  yorulduğumu . Ne öldürür ne güldürür benim mütevazi mutluluklarım, gül gibi geçinip gidiyorum işte :). Kabul gören bütün eylemlerin istem dışı elemanı olarak .Yol da benim yolcu da…Yolu yarılayan, günün sonunda huzurla alabora olan  bu kadın düşüncelerini saça saça  gecenin bu saatinde sizlerle. Melankoli hallerim yanaştı bu gece farketmeden . Eee ne diyelim Hoşgeldin demek varken .

Gecenin sahibine emanet olun huzurun kollarında…

Ananas’lı Turta

10 Pazar Oca 2016

Posted by patliycan in Tatlılar

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Ananaslı turta, Çay saati, kahve saati, patliycannn, Tartlar, tatlilar, turta, turta hamuru

IMG_3894 copy

 Turta denince her zaman sıcak bir ortam , tatlı bir sohbet , mis gibi bir kahve gelir aklıma . Keyifli anlardır ve tek başına hissedemezsiniz bu duyguları . İşte bunları bir arada sağlayabiliyorsanız güzel bir huzur sarıverir bedeninizi . Bir bakmışsınız harika bir müzik fonda . Gülümsemeye başlarsınız tatlı tatlı . Görürsünüz sevdiklerinizdeki tebessümü . Sıcacıktır herşey kendi akışında … Hiç vakit kaybetmeyin o tebessümler çok kıymetli 🙂 Orta zorluk derecesinde olan bu turtayı bir defa yaptığınız anda bir daha vazgeçemeyeceksiniz . Arzu ederseniz istediğiniz meyvelerde uygulayabilirsiniz . Ağzınızda kurabiye gibi dağılacak olan turta için hemen harekete geçmenizi öneririm. 

IMG_3920 copy

ANANASLI TURTA  İçin;

Malzemeler

Turta hamuru için

  • 180 gr. un
  • 75 gr. pudra şekeri
  • 100 gr. küp doğranmış soğuk tereyağı
  • 1 adet yumurtanın sarısı
  • 2 yemek kaşığı buzlu su

IMG_3864 copy

Ananaslı harç için :

  • 1 adet taze ananas (dilimlenmiş)
  • 60 ml. sakız likörü
  • 4 yemek kaşığı esmer şeker
  • 1 çay kaşığı vanilya ekstresi
  • 1 tatlı kaşığı spicy powder ( 5 çeşit baharat karışımı)( Avrupada chinese powder diye geciyor) baharatların detayını aşağıda paylaşacağım.
  • 1 kahve fincanı iç badem 

IMG_3887 copy

Turta hamurunun yapılışı :

  • Turta hamurumuzu hazırlamak için bir robotunuza unu , pudra şekerini , ve tereyağını koyalım. robotu bir çalıştırıp bir durdurarak  , ufalanmış ekmek görüntüsünü alana dek karıştırdıktan sonra yumurta sarısını ve buzlu suyu ilave edelim . Tamamını hamur toparlanana kadar çekmeye devam edelim . İşlemimiz tamamlandıktan sonra hamuru robottan alarak elimizle , pürüzsüz kıvama getirerek yoğuralım. Bu işlemin çok fazla olmaması gerekiyor. Elimizin sıcaklığını hamura çok fazla yüklemeyelim . Turta hamurunda hamurun soğuk olması önemli .Hazır olduktan sonra folyo ile üzerini kapatarak buzdolabında 30 dakika bekletelim .
  • Hamur hazır olduktan sonra unlanmış zeminde 3 mm. kalınlığında merdane yardımı ile açalım . 25 cm’lik turta kalıbımıza hamuru yerleştirelim ve kenarlarını düzeltelim. Tekrar ikinci etap 30 dakika daha buzdolabında bekletelim.
  • Hamur beklerken fırınımızı 170 dereceye ayarlayalım . Fırına sürmeden önce üzerine yağlı kağıt koyalım ve üzerini metal bilye  yoksa nohut ve fasulye yerleştirebilirsiniz . Bunu yapmamızda ki amaç hamurun üst yüzeyinin ağırlık vererek düzgün kalmasını sağlamaktır . şimdi fırına verme zamanı … yaklaşık 20 dakika altın rengini alana dek fırınlayalım.

IMG_3926 copy

Ananaslı harç yapılışı :

  • Bu aşamada geniş bir tavaya ihtiyacımız olacak . Ananasları dilim olarak koyabilmek için . Tavaya sakız likörünü , yoksa benzer likörler olabilir ( elma ,portakal, mandalina )hatta kahve likörü bile çok yakışıyor .
  • Likörü , vanilya ekstresini ve 5 çeşit baharat karışımını ( yıldız anason ,karanfil ,tarçın, sichuan biberi ,rezene ) Not : Sichuan biberi Çin ve Japon ülkelerinde yaygın olarak kullanılan bir biber türüdür . Hafif limonsu , nanemsi , ağaçsı bir lezzeti vardır ve acı değildir . Bu karışımın toz halini kullanıyor olmamız gerekiyor .Tüm malzemeleri tavaya koyarak kahverengi şekeri de ilave ettikten sonra ısınmasını sağlayalım . Ananasları yerleştirelim ve orta ateşte her iki tarafını da çevirerek hafif pişmesini ve aromasını almasını sağlayalım .Anasları tavadan aldıktan sonra aynı tavaya bademleri ekleyelim ve 3-5 dakika tavada çevirelim.
  • Fırından çıkardığımız turta hamurunun üzerine anasları ve bademleri yerleştirerek ananaslar karamelize olana dek yaklaşık 30 dakika kadar fırınlayalım . 
  • Bu turtayı ılık olarak servis etmenizi öneririm damağınıza bıraktığı tat çok daha güzel olacaktır . Dilerseniz tarçınlı krema veya vanilyalı dondurma ile servis edebilirsiniz . Afiyet olsun 🙂 

 

 

Tepsi Mantı

05 Salı Oca 2016

Posted by patliycan in Fırın yemekleri, Geleneksel

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Fırın mantı, Geleneksel tarifler, Mantı, mantı hamuru nasıl açılır, patliycannn, Tepsi mantı

IMG_0530

Mantı denilince sanırım hepimiz için akan sular duruyor. Küçük ,büyük herkesin gözdesi olan bu yemeğin tarihi aslında oldukça eskilere dayanıyor.Orta Asya’dan ve 13.yüzyıldan beri biliniyor.Peki Mantı’nın Çin kökenli olduğunu biliyor muydunuz ?Kelime olarakta çince kökenli bir sözcük ”mantou” dan geliyor. Bizde ise saray yemeklerinin baş yemeklerinden birisiymiş. Fatih Sultan Mehmet’in sabah sofrası için pişirilirmiş . O dönemde pişirme yöntemi olarak buharda pişirme yöntemi uygulanıyormuş. Kıyma haricinde nohut  ve mercimek gibi bakliyatlarla pişiriliyormuş. Bende nohut ile  pişirildiğini dün instagramda bir arkadaşımızın söylemi üzerine farkettim . O zaman bir sonraki denememin neli olacağı hakkında bir fikir beyan etmiş oluyorum. Haşlama , kızartma ve fırınlama yöntemi ile yapılabiliyor . Damak zevkinize bağlı . Ben fırınlama yönteminden daha çok keyif alıyorum. Tadı biraz zahmetli olduğu için mi yoksa sarımsaklı yoğurdun etkisinden mi bilmiyorum ama midelerimizin bayram ettiği kesin . Sözü çok uzatmadan geçelim tarifimize buyurun ;

IMG_0538

TEPSİ MANTI İçin;

Malzemeler

Hamuru için ;

  • 1 su bardağı un ( kişi başı ölçü miktarı )
  • 1 adet yumurta
  • 4 çorba kaşığı zeytinyağı
  • 4 çorba kaşığı su
  • Tuz

IMG_0554

İç malzeme;

  • 250 gr. dana kıyma
  • 1/2 demet maydanoz
  • Tuz ve taze çekilmiş karabiber

IMG_0561

Üzeri için ;

  • 3 su bardağı et suyu ( arzu ederseniz tavuk suyu da kullanılabilir )
  • 2 su bardağı sarımsaklı yoğurt
  • 2 çorba kaşığı tereyağı
  • 1 çay kaşığı kırmızı toz biber
  • Sumak ve kuru nane

IMG_0579

IMG_0584

Yapılışı;

  • Un’u eledikten  sonra ortasını çukurlaştırarak içine yumurta ,zeytinyağı ,su ve tuzu ilave ederek iyice kıvama gelene kadar yoğuralım ve 20 dakika nemli bir bez örterek 20 dakika dinlendirelim.
  • Hamurumuz dinlenirken kıymayı , maydanoz ,tuz ve karabiberle iyice yoğuralım.
  • Dinlendirmiş olduğumuz hamuru 30 cm çapında oklava veya bir merdane yardımı ile açalım. Açılan hamuru 4cm.’lik şeritler halinde  boylamasına ve eşit ölçüde enlemesine keselim .İçerisine kıymalı malzemeyi koyarak kayık şekli verelim . Kenarlarını kapatarak yağlanmış tepsiye yerleştirelim. Tamamını yerleştirdikten sonra üzerlerini 1 su bardağı  sıcak et suyu ile ıslatalım.
  • 200 derece de ısıtılmış fırında 10 dakika pişirdikten sonra 1 su bardağı et suyu daha gezdirelim . Etin suyunu bir defa da değil aşama aşama ilave etmeniz çok önemli . Aynı  işlemi 10 dakika daha pişirdikten sonra  2.su bardağı et suyunu ilave edelim . En son kalan son bardak et suyunu da ilave ederek fırını 190 dereceye düşürelim ve 20 dakika daha pişirelim.
  • Son olarak  servise hazırlarken üzerine sarımsaklı yoğurt  ve kızdırılmış kırmızı biberli yağı gezdirelim . Sumak ve naneyi tercihinize bırakıyorum . Şimdi ziyafet çekme zamanı …

Afiyet olsun 🙂

 

Patlıcan Çorbası

03 Pazar Oca 2016

Posted by patliycan in Çorbalar, Kızım için tarifler, Patlıcanlı Tarifler

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Çorbalar, Patlican, patliycannn, patlıcan çorbası, patlıcanlı tarifler, Patlıycannn tarifleri

IMG_8189 copy

PATLICAN ÇORBASI İçin;

Malzemeler

  • 4 adet patlıcan
  • 4 su bardağı tavuk suyu veya et suyu (tercihe bağlı)
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 50 ml.taze krema
  • 2 diş sarımsak
  • 1 adet küçük kuru soğan
  • 1 çay kaşığı tarçın 
  • 1çay kaşığı yenibahar
  • tuz ve taze çekilmiş karabiber

IMG_8161 copy

Yapılışı

  • Tarifteki patlıcanların közlenilmesini tavsiye ediyorum .Bunun için döküm bir tavadan yoksa teflon bir tavadan yardım alabilirsiniz .Patlıcanlarınızı tavaya dizerek her tarafını eşit bir şekide közleyelim . Közlenilen patlıcanları rahatça soyabilmeniz için musluğun altında soğuk suya 2-3 saniye tutun ve hemen çekin . Böylelikle patlıcan kabuklarının daha çabuk soyulduğunu göreceksiniz. Soymuş oldugunuz patlıcanları 10 dakika bir süzgeçte bekletelim ve suyunun süzülmesini sağlayalım. 
  • Daha sonra çorba tenceremize tereyağını koyalım . Küp şekline doğramış olduğumuz soğanı ve sarımsakları pembeleşinceye kadar kavuralım. 
  • Küçük parçalara ayırdığımız patlıcanları ilave edelim .Yaklaşık iki dakika kavurduktan sonra tarçını , yenibaharı, tuzunu ve karabiberini ilave edelim.
  • Tercih ettiğiniz , sıcak tavuk suyunu veya et suyunu ilave edelim ve yaklaşık 20 dakika kısık ateşte ağzı kapalı bir şekilde pişirelim.
  • Son olarak ocağın altını kapatmadan 5 dakika önce taze kremayı ekleyelim .
  • Bu çorbada  klasik ama etkili süzme yöntemini uygulamanızı öneririm çorbanın lezzetini ve kıvamını etkileyecektir . Arzu ederseniz mutfak robotundan da yardım alabilirsiniz . Servis etmeden önce üzerine yok denecek kadar az tarçın serpiştirerek servis edebilirsiniz .

Afiyet olsun 🙂

Kömbe

29 Pazar Kas 2015

Posted by patliycan in Geleneksel, Kekler ve Kurabiyeler

≈ 10 Yorum

Etiketler

Antakya kurabiyesi, Çay saati, Geleneksel tarifler, Kömbe, kurabiyeler, patliycan, patliycannn, Patlıycannn tarifleri

 

IMG_7777 copy

Antakya yöresine ait olan bu kurabiye , özellikle ramazan ayında yapılan bir kurabiye çeşididir . Antakyalılar bir defa yapar çokça yaparlarmış .Bayram günü misafirlere ikram edilen  bu geleneksel kurabiyenin özelliği bayatlamaması , lezzeti baharatında . Kapağı kapatılmış bir kavanozda tazeliğini aylarca koruyabilirsiniz . Antakya bir medeniyet şehridir . Yemek kültürü çok gelişmiş aynı zamanda hangi yemek hangi medeniyete aittir bilinmez. İyi ki bizlerde  bu güzelliklerden nasibimizi alıyoruz .Yıllar önce Antakyalı bir arkadaşımın sayesinde tanımıştım . Üzerinden 13 yıl geçmiş . Ara ara yaptığım bir kurabiyedir . Yaptığım zaman mutfağıma yayılan karanfil ve tarçın kokusu adeta beni büyüler . İyi bir kömbe ağızda her zaman dağılmalı , ısırırken kıtırlığını hissedebilmelisiniz. Biraz daha fazla kavrulmuş halini seviyorum ben. Yapımı sandığınız kadar zor değil . Baharatlarla aranız iyi ise mutlaka tatmanız gereken bir lezzet . Bir fırsat verin hiç vazgeçemeyeceğinizi göreceksiniz . Buyurun tarife ;

IMG_3781

IMG_3788 copy

KÖMBE İçin ;

Malzemeler

  • 250 gr. tereyağı
  • 1 çay bardağı zeytinyağı
  • 1 çay bardağı süt
  • 4 su bardağı un
  • 4/3 su bardağı toz şekeri
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 yemek kaşığı vanilya ekstresi veya ( 2 paket vanilya tozu )
  • 10 adet kakule
  • 1 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 tatlı kaşığı dövülmüş karanfil
  • 1 tatlı kaşığı mahlep
  • 1 su bardağı ince çekilmiş ceviz içi
  • 6 çorba kaşığı hindistan cevizi
  • susam

IMG_3786

Yapılışı

Tereyağını eritelim ve bir kenarda ılımasını sağlayalım . Daha sonra hamuru yoğuracağımız kabın içerisine ılık tereyağını , sütü , zeytinyağını ve şekeri koyarak bir çırpıcı ile 5 dakika çırpalım. Çırpma işlemini tamamladıktan sonra içine tüm baharatlarımızı ekleyelim . Son olarak elemiş olduğumuz unu ilave edelim ve özlü bir hamur olana kadar yoğuralım. Yumurta iriliğinde parçalar kopardıktan sonra tahta kömbe kalıbına yerleştirelim. Şayet kalıbınız yok ise bir çay bardağı ağzı ile veya kurabiye kalıplarınızla da yapabilirsiniz . Kalıbı ters çevirerek hafifçe vuralım ve kurabiyeyi çıkaralım.Şekilli yüzünü susama batırarak yağlı fırın kağıdına yerleştirelim. Önceden ısıtılmış 190 derecede açık pembe olana dek pişirelim. Bu aşamada  biraz daha kavrulmuş  bir lezzet isterseniz süreyi  uzatabilirsiniz . Siz siz olun kurabiyenizi ılık haldeyken mutlaka deneyin  hepsi bu…  belki bir çay demlemek veya güzel bir kahvenin eşlik etmesini isteyebilirsiz .

Afiyet olsun 🙂

Yoğurt terbiyeli köfte çorbası

11 Çarşamba Kas 2015

Posted by patliycan in Çorbalar

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Çorbalar, köfteli çorba, kofteler, patliycannn, Patlıycannn tarifleri, terbiyeli çorba tarifleri. yogurtlu çorbalar

IMG_3683 copy

Mutfağımızda çorbanın yeri ve önemi tartışılamaz diye düşünüyorum. Özellikle soğukların başladığı şu günlerde soframız için harika bir giriş yemeği olacaktır . Çorbalarımızı  daha leziz hale getirmenin farklı yöntemleri olduğu aşikar . İlave edilen her malzeme besin değerini aynı zamanda lezzetini artırıyor. Et suyu , tavuk suyu , sebze suyu ile yapıldığında hasta durumundayken şifa buluveririz . Düşünsenize hastaya en çok yapılan tavuk suyuna çorba durumlarını 🙂 . Lezzet için diğer etken ise uygulanan terbiyelerdir . Limonlu , yoğurtlu , sütlü , kremalı , unlu , sirkeli belkide daha bilmediğim bir çok farklı terbiye . Tabi bu çorbalar biraz pratik tarifler den çıkarak biraz daha zahmetli tarifler olabiliyor . Çorba deyip geçmemek lazım .  Bazen öyle bir an geliveriyor ki sadece çorba içerek öğünü tamamlayabiliyorsunuz . Siz siz olun asla hazır çorbaları evinize sokmayın . Bugün sizlerle paylaşmayı tercih ettiğim tarif biraz zahmetli gelebilir ama mutfakta yemek yapmayı ve sevdiklerinize sunmayı seviyorsanız eminim bu tarif size vız gelecektir . Ne dersiniz geçelim mi tarifimize , buyurun …

IMG_3686 copy

TERBİYELİ KÖFTE ÇORBASI İçin ;

MALZEMELER

Köfte için ;

  • 250 gr. yağsız dana kıyma
  • 1 orta boy soğan ( rendelenmiş ve suyu alınmış )
  • 1 çay bardağı ince bulgur
  • 1 yumurta akı ( sarısını terbiye için kullanacağız)
  • 1 yemek  kaşığı tepeleme un
  • tuz , karabiber , kimyon

Çorba suyu için ;

  • 6 su bardağı et suyu veya su
  • 1 su bardağı haşlanmış nohut
  • 1 su bardağı ev eriştesi veya kuskus 
  • 1/2 yemek kaşığı salça
  • 2 yemek kaşığı tereyağı

Terbiye için ;

  • 5 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yumurta  sarısı
  • 3 diş sarımsak
  • 1/2 limon suyu
  • tuz

IMG_3739 copy

IMG_3742 copy

YAPILIŞI

  • Çukur bir kabın içerisinde köftelik tüm malzemeleri karıştıralım ve iyice yoğuralım. Yoğurduktan sonra nohut büyüklüğünde avuç içinde yuvarlayalım . Burada köftenin ölçüsünü tamamen size bırakıyorum. Bu kadar minik köfteler ile uğraşmak istemeyebilirsiniz ama yakışanı fikrimce minik olanları .Yuvarlanan köfteleri un serpilmiş  bir tepsiye koyabilirsiniz . Köftelerin tamamı yuvarlandıktan sonra sıra çorbanın suyuna geldi .
  • Çorba tencerenize tereyağı koyarak erittikten sonra salçasını ilave edelim . Salça bir iki dakika kavrulmalı ,  sonra sıcak et suyunu veya suyu ilave edelim . Bu esnada çorbanın tuzunu sakın atmayın yoğurt terbiyeli olduğu için kesilmesine sebebiyet verirsiniz . Ocaktan almadan 5 dakika önce tercih ettiğiniz tuz miktarını ilave edebilirsiniz. Suyun içerisine haşlanmış nohutu , erişteyi ilave edelim.
  • Çorbanın suyu kısık ateşte kaynarken biz o esnada hazırlanan köfteleri 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile tavada çevirelim . Köfteler hafif pembeleşmeli . Bu işlemi yapmak zorunda değilsiniz , ben köftelerin tavada mühürlenmiş lezzetini daha çok beğendiğim için bu şekli hep tercihim olmuştur . Sizde damak zevkinize göre insiyatifinizi kullanın .Tavada çevirilen köfteleri kaynayan suyun içerisine yavaşça bırakalım. Ağır ateşte köfteler yumuşayana kadar pişirelim . 
  • Son olarak ezilmiş sarımsağı , yumurta sarısını ,limon suyunu  ve yoğurdu çorbanın suyundan bir kepçe ilave ederek inceltelim ve  azar azar   karıştırarak çorbaya ekleyelim. Tuzunu ilave edelim ve 5 dakika sonra ocağın altını kapatalım.
  • Bu çorbanın üzerine en çok yakışan bir yemek kaşığı tereyağında   nane ve pul biberi kavurarak servis etmeden önce üzerine dökmek.

Afiyet olsun 🙂

Cevizli , çikolatalı turta

25 Pazar Eki 2015

Posted by patliycan in Kekler ve Kurabiyeler

≈ Yorum bırakın

Etiketler

Çay saati, cevizli, cikolatalı turta, kahve saati, kahveli turta, patliycan tarifleri, patliycannn, Patlıycannn tarifleri, pikan cevizli, turta

 

IMG_6820

Yaşadığım ülkede “chocolate “isminde sadece çikolata üzerine satış yapan ve bizim ailece çok sevdiğimiz bir çikolata mağazası var . Bu mağazada dünyanın farklı ülkelerinde üretilen çikolatalar satılmakta . Içeri girdiğinizde sizi saran çikolata kokusu ve geri planda kalan kahve kokusu ile ayaklarınız yerden kesiliyor . Ara ara uğramaktan kendimizi alı koyamadığımız , yine bir gün yeni bir çikolata keşfi ile başladı bu turtanın hikayesi .

IMG_6811

Iskoçya yapımı olan çikolatayı keşfetmem için çok geçerli bir nedenim vardı . Paketin üzerinde türk kahveli çikolata yazısını görünce deliye döndüm heyecandan . Hemen paketi aldım keyifle eve geldim . Yerken düşündüğüm tek şey aynı malzemelerle başka neler yapılabileceği idi . Browni , kurabiye , turta … bu defa şansımı turta ile denemek istedim . Daha önce yapmış olduğum turtaya bu defa farklı malzemeler uyguladım . Un kullanmıyorken bu defa bir kaşık un  kullandım . dokusu çok daha güzel oldu .Çikolata ile kahvenin uyumunu çok yakıştırdığım için güzel bir buluşma oldu . Benim özel turta tariflerimden bir tanesi olarak yerini almıştır . Lafı çok uzatmadan tarife geçeyim derim 

IMG_3543 copy

CEVIZLI , ÇIKOLATALI TURTA Için 

Malzemeler

  • 200 gr. bitter çikolata
  • 4 adet yumurta
  • 150 gr.tereyağı
  • 1 yemek kaşığı un 
  • 90 gr. ( 1/2 su bardağı ) pudra şekeri
  • 115 gr. ( 1.5 su bardağı ) çok ince çekilmiş ceviz 
  • 2 tatlı kaşığı vanilya ekstresi
  • 2 tatlı kaşığı tarçın
  • 1 tatlı kaşığı kakule tozu
  • 1 tatlı kaşığı türk kahvesi 
  • 1 tatlı kaşığı gül yağı 

IMG_3436

Çikolata sosu için  ;

Malzemeler

  • 115 gr.bitter çikolata
  • 50 gr.tereyağı
  • 2 yemek kaşığı bal
  • 1/2 cay kaşığı tarçın

IMG_3501 copy

Yapılışı

Çikolatayı ve tereyağını parçalara ayıralım  cukur bir kaseye koyalım , içi sıcak su dolu bir tencereye  kaseyi oturtalım ve benmari usulü eritelim. Diğer tarafta yumurtaları , sekeri ve vanilyayı derin bir kasede mikserle köpürene dek çırpalım . Eritilmiş çikolatayı , unu , çekilmiş cevizi , tarçını , kakuleyi  ,gül yağını ve türk kahvesini de çırpılmış yumurtaya ekleyelim ve düşük ayarda mikserle iyice karıştıralım . 20 cm. çapındaki kek kalıbını yağlayalım ve tabanına yağlı kağıdı serelim . Cikolatalı karışımı kalıba dökelim . Fırın tepsisinin içerisine kalıbı yerleştirelim ve tepsinin yarısına kadar sıcak su ilave edelim. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında  30 dakika kadar pişirelim. Kekin kenarları sert ortası yumuşak olmalı . Daha sonra kalıbı tepsiden çıkaralım ve ılımaya bırakalım . Kekimiz ılıması için beklerken diğer tarafta üzeri için sosunu ayarlayalım . Çikolata sosu için , yukarıdaki belirtmiş olduğum tüm malzemeleri  çukur kaseye koyarak yine benmari usulü eritelim . Ben süslemede pikan cevizi kullanmak istedim . Cevizleri yarıya kadar çikolata sosuna bulayarak  yağlı kağıtta donmaları için bir süre beklettim. Keki kalıptan çıkardıktan sonra tel ızgara üzerine alarak tamamen soğumasını sağladıktan sonra üzerini çikolatalı sosla kapatın . son olarak cevizlerle süslemeyi tamamlayarak servise hazır edebilirsiniz . 

Afiyet olsun 🙂

Domates soslu acı biber turşusu

19 Cumartesi Eyl 2015

Posted by patliycan in Uncategorized

≈ Yorum bırakın

Etiketler

domates soslu aci biber tursusu, patliycannn, Patlıycannn tarifleri, tursular

biber3

Uzun bir ara oldu sizler ile blogumda birşeyler paylaşmayalı . Yaz tatili girdi araya 2 ay gibi bir süre . Tatil bitti , mevsim değişti  Eylül geldi kapımızı çaldı . Kış hazırlıklarının koşuşturması başladı . Turşu  kurmak en önemli hazırlıklardan bir tanesi  . Benim için turşu kurmak ,  destek alabileceğim , yakınımda aile büyüklerimden kimsem olmadığı için yaklaşık iki günümü alıyor . 1.gün sebzelerin seçilmesi ve tamamlanması 2. günün  sabahında başlayan sarımsak ve domates soyma işlemi ile akabinde devam eden sebzelerin iğne ile delinme işlemi vs . Cok uzatmayayım ki gözünüz korkmasın alt tarafı bir turşu işte 🙂 . Bugün sizlerle tarifini paylaşacağım turşu benim her kış olmazsa olmazlarımdandır. Acılı lezzetleri seviyor olmam beni bu duruma itiyor . Ne yapabilirim ki bende endorfini acılı lezzetlerden alıyorum . Sadece endorfin değil metabolizmamın  hızlı çalışmasını da acıya borcluyum. Yukarıdaki fotoğrafta görmüş olduğunuz acı biber Antalya’da ismi biberiye diye geçiyor . Bu biberiyelerin değişik ebatları ve değişik renkleride mevcut . Ben koyu yeşil olan ve biraz daha uzun olan acı biberleri tercih ediyorum çünkü daha acı . Bunu nasıl mı anladım 22 yıllık tecrübem ile . Mevsimi geldiğinde önce pul biberini yapmak için takibe alırım sonra turşu . Nedir benim bu acılardan çektiğim :)) . Bakmayın çekiyorum dediğime kış yemekleri ile beraber tüketiyorken tüm yorgunluklar unutuluyor . Acı seviyorsanız mutlaka ama mutlaka yapmanızı önereceğim bir tariftir buyurun tarife …

DOMATES SOSLU ACI BIBER TURŞUSU Için

Malzemeler

  • 3 kilo acı biber
  • 3 kilo domates
  • 400 ml. elma sirkesi
  • 1 su bardağı zeytinyağı
  • 4 baş sarımsak
  • 1 demet maydanoz
  • deniz tuzu ( Kendi damak zevkinize göre tuz miktarını ayarlayabilirsiniz )

IMG_5989

Yapılışı

  • Biberleri yıkadıktan sonra  kulplarını keselim ve ince kıyım tüm biberleri doğrayalım.
  • Domateslerin kabuklarını soyalım ,  minik küpler halinde keselim veya arzu ederseniz rendeleyedebilirsiniz ben her iki yöntemide uyguluyorum .
  • Sarımsakları ince ince doğrayalım .
  • Maydanozların sap kısımlarını temizleyerek ince kıyım yapalım .
  • Daha sonra büyük bir kabın içerisinde sirke ve deniz tuzunu iyice karıştıralım .Sonra sırası ile  domatesleri , sarımsakları , ince kıyım maydanozu ilave edelim .
  •  Doğramış olduğumuz biberleri ilave edelim.
  • Son olarak zeytinyağını da   ilave  ettikten sonra tuzunu tekrar kontrol edelim ve tüm malzemenin birbirine iyice karişması için alt üst karıştıralım .

Afiyet olsun 🙂

Vişne soslu , Antep fıstıklı sarma

06 Pazartesi Tem 2015

Posted by patliycan in Tencere Yemekleri, Uncategorized

≈ Yorum bırakın

Etiketler

patliycan, patliycannn, Patlıycannn tarifleri, Tencere yemekleri, visne soslu sarma, visneli tarifler, yaprak sarma

IMG_2082 copy

Geleneksel mutfağımızın vazgeçilmezi , yaprak sarmayı sevmeyen bir kişi tanımadım henüz . Yapımında emek isteyen bu lezzeti yediğinizde tüm zahmetleri unuttuğunuz enteresan bir lezzet . Cok sık yaparım zahmeti umrumda bile değil . Mademki  sonucunda yerken hepimizin yüzü gülüyor neden sevdiklerimi bundan mahrum etmek isteyeyim ki ? Durum böyle olunca alternatifler arıyorsunuz . Klasik olan lezzetin dışında erikli , koruklu , vişneli , etli ,zeytinyağlı , nar ekşili , fıstıklı , üzümlü …liste devam eder ve bende yaparım . Üstelik öyle bir güzel yaparım ki mademki zahmetine ben katlanıyorum o zaman bu durumda şımarmakta benim hakkım . Bu defa  hiç mütevazi olamıyacağım . Kalem gibi  çalıştığım yaprakları sararken bel ağrısı çekiyorsam birazda şımarayım öyle değilmi arkadaşlar 🙂 . Yine sarma konusunda arayışa girdiğim bir zamanda bir kaç ay önce aldığım sevgili Didem Şenol‘un Biraz Maya Biraz Gram adlı özenle hazırlanmış yemek kitabından bahsetmeden geçemeyeceğim . Mevsimine göre hazırlanmış özenli tarifleri var . Bugün sizlerle tariflerinden bir tanesini paylaşıyorum . Vişneli ve fıstıklı sarma . Vişne sosu tarifi ise sevgili Civan Er‘e ait .Kendilerine bu lezzetle bizleri tanıştırdıkları için teşekkür etmeden geçmek istemiyorum . Vişne deyince sabırsızlandığınızı tahmin ediyorum hehe tamam tamam kızmayın hemen geçiyorum tarife .

IMG_2439 copy

 

VIŞNE SOSLU , ANTEP FISTIKLI SARMA Için

Malzemeler

  • 1/2 kg. dana kıyma
  • 1 adet orta boy kuru soğan
  • 150 gr.pirinç
  • 2 yemek kaşığı domates salçası
  • 15 gr.öğütülmüş kişniş tohumu
  • yarım demet maydanoz ( ince kıyım )
  • 60 ml. zeytinyağı
  • 30 ml.su
  • 125 gr. antep fıstığı ( robotta ince çekilmiş )
  • 250 gr. taze asma yaprağı
  • 100gr. tereyağı
  • tuz ve taze çekilmiş karabiber

IMG_2466logo

Vişne sosu için;

Malzemeler

  • 1/2 kilo vişne
  • 1 diş sarımsak
  • 90 ml. nar ekşisi
  • 200 ml.zeytinyağı
  • tuz

IMG_2458 copy

Yapılışı

Kıymayı , rendelenmiş soğanı , domates salçasını , pirinci , kişniş tohumunu ve maydanozu karıştırarak çok hafif yoğurdum  . Daha sonra karışıma zeytinyağı ve suyu ekledikten sonra Antep fıstığını , tuz ve  karabiberini ilave ettim . Çok az haşlanmış taze yaprakları ( kaynayan suya batırıp 2-3 sn . yeterli olacaktır ) veya  Salamura yaprak kullanacaksanız tuzu gitmesi için sıcak suda bekletmeniz yeterli olacaktır . Hazırlanan iç malzeme ile yaprakları sardıktan sonra tabanına yaprak serili tencereye  aralarında boşluk kalmayacak şekilde  yerleştirdim . Tereyağını küp küp keserek sarmaların üzerine belirli aralıklarla yerleştirdikten sonra ,  tencerenin ücte birine denk gelecek şekilde sıcak suyunu ilave ettim . Yaprakların pişerken yerinden oynamaması için her zaman bir tabak kapatmanızı öneririm. Orta ateşte pişirdikten sonra üzerine vişne sosu dökerek servis ettim . 

Vişne sosunu hazırlamak için vişneleri saplarından ayırarak çekirdeklerini çıkardım  . Daha  sonra sos tenceresinde , suyunun  yarısını  çekene kadar  ocakta pişirdim. Sevgili Civan Er’in tarifinde çekirdekler çıkarılmadan pişiriliyor ve süzgeçten geçirerek püresini çıkarıyor . Cıkarılan püreye sarımsak , nar ekşisi , zeytinyaği ve tuzunu ilave ederek sos kıvamına getiriyor . Ben çekirdekleri pişirmeden önce çıkartarak yaptım . Daha sonra bir mutfak robotunda  pişen vişnelere diğer malzemeleri ekleyerek püre haline getirdim . Daha taneli olmasını tercih ettiğim için . Hazırlanan sosu sarmaların üzerine veya arzu ederseniz cukur bir sos kabına koyarak servis edebilirsiniz .

Afiyet olsun 🙂

← Older posts

Enter your email address to follow this blog and receive notifications of new posts by email.

Son Yazılar

  • Lübbey’in sesi
  • Acısıyla , tatlısıyla …bir küçük güğümle çıktım yola.
  • Enginar pestolu kabak
  • Vişneli deniz börülcesi
  • Ateşle Oynama!

Kategoriler

  • Atıştırmalık birşeyler
  • Çorbalar
  • Balıklar
  • Et Yemekleri
  • Fırın yemekleri
  • Geleneksel
  • Hamur Isleri
  • Köfteler
  • Kekler ve Kurabiyeler
  • Keyif Notları
  • Kızım için tarifler
  • Mezeler
  • Patlıcanlı Tarifler
  • Pilavlar
  • Reçeller
  • Salatalar
  • Sebzeler
  • Soslar
  • Tatlılar
  • Tüyolar
  • Tencere Yemekleri
  • Uncategorized
  • Yaşama dair
  • Zeytinyaglilar

Arşivler

  • Ocak 2018
  • Aralık 2016
  • Ağustos 2016
  • Temmuz 2016
  • Haziran 2016
  • Ocak 2016
  • Kasım 2015
  • Ekim 2015
  • Eylül 2015
  • Temmuz 2015
  • Haziran 2015
  • Mayıs 2015
  • Nisan 2015
  • Mart 2015
  • Şubat 2015
  • Ocak 2015
  • Aralık 2014
  • Kasım 2014
  • Ekim 2014
  • Eylül 2014
  • Ağustos 2014
  • Haziran 2014
  • Nisan 2014
  • Ocak 2014
  • Aralık 2013
  • Kasım 2013
  • Ekim 2013
  • Eylül 2013
  • Ağustos 2013
  • Nisan 2013
Bumerang - Yazarkafe

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Vazgeç

 
Yorumlar Yükleniyor...
Yorum
    ×